Gizem Gerdan

Açlık hem fizyolojik hem de bilişsel süreçlerin devrede olduğu metabolik bir durumdur. Nasıl ki korku ve kaygı savaş-kaç sistemini devreye sokuyorsa açlık da fizyolojik bir tetikleyici olarak yemeye ilişkin bilişsel-davranışsal repertuarı tetiklemektedir. Açlık, duygudan ziyade dürtü-motivasyonu içerir. Tıpkı kaygı-korku gibi açlık da gıda edinebilmek gibi adaptif tepkilere yol açar.

Yeme döngüsünün ilk adımı olan açlık anında bireyin motivasyonel öncelikleri yeniden sıralanır, yiyecek sağlamanın önemi yükselir ve tokluğa kadar diğer meseleler nispeten ketlenir. Açken zihinsel işlevlerde yiyecekle olan ilişki gündemdedir.

 

Algulara saklanan açlık

Açlık durumunda algısal süreçler iş başındadır. Aç iken yiyeceğin kokusu, parlaklığı, rengi gibi duyusal-algısal özellikler, algılayıcı için belirginleşmektedir. Algısal kodlamanın zenginleştiği bu durumda yiyeceği arama, tarama, bulma davranışı kolaylaşır. Bunun yanı sıra bazı çalışmalar, av hayvanları tarafından çıkarılan seslerden yola çıkarak yiyeceğin işitsel özelliklerine yönelik bir hipotez ortaya koymaktadır ve açlık durumunda yiyecekle ilişkili işitsel özelliklerin de belirginleşmesine-işlemlenmesine işaret etmektedir. Yemek seslerinin ya da yemek yiyen grup üyelerinin sesleri gibi yiyecekle ilgili işitsel uyaranların da tespit edilmesinin açlık durumunda kolaylaştığı öne sürülür. Yani açlık algısal tarafıyla fizyolojiye çelme takarak görünür bir yer almaktadır.

 

Dikkat açım!

Açlık durumunda dikkat kaynakları yiyecekle ilişkili ipuçlarına yatırımını yaparken diğer uyaranlardan bu reservi nispeten geri çeker. Yoğun açlık durumunda yiyecekle ile ilgili olmayan görevlere ya da durumlara dikkat etmek güçleşir. Nitekim insanın bilgi işlemleme kapasitesi kısıtlıdır. Dolayısıyla yiyeceğe yönelik ipuçlarına dikkatin yönelmesi ve hızlı bir şekilde saptanıp-işlemlenmesi diğer rekabetçi ipuçlarının işlemlenmesinin önüne geçecektir. Açlık durumunda dikkatin seçici bir şekilde yiyeceklere yöneldiği bilinmektedir. Bu belirgin dikkat yanlılığı, yiyeceğe yönelik yaklaşma davranışı üzerinde de belirleyici olmaktadır. Yaklaştırıp tükettiren bir yerde fizyolojik yoksunluk kadar biliştir.

Artan açlık ile bireylerin problem çözme becerileri ve planlama becerileri dikkat reservinin yanlılığı neticesinde sekteye uğrayabilir. Ancak bu durum yiyeceklerle karşılaşıldığında öyle değildir. ‘Yiyecek edinimi’ problemini çözmeye yönelik bilişsel repertuar ivme kazanır. Çok aç olduğunuz anda birkaç malzeme ile pek çok motor ve bilişsel beceriyi eş zamanlı kullanarak hızlıca hazırladığınız yemeği düşünün. Bu hazırlık esnasında ortaya çıkan aksilikleri hızlıca bertaraf eden anlarınızı hatırlayın. Zihinsel işlevlerin askerleri o esnada gıda temini için aksiliklere meydan okur.

 

Bellekte açlık

Açlık durumunda bellek işlevleri de yiyecek teminini kolaylaştıracak yerden devreye girer. Artan açlık ile geçmişte yiyeceklerin başarıyla temin edildiği bilgileri-yerleri içeren anıların erişilebilirliği kolaylaşmaktadır. Bireylerin açlık durumunda yiyecekleri tanıma görevinde tok olma durumuna göre daha iyi performans gösterdikleri, tokluk durumunda ise yiyecek ve yiyecek olmayan uyarıcıları ayırt etmede performans farklılığı olmadığı ve bunun yanı sıra aç iken gıda ile ilişkili kelimelerin daha iyi hatırlandığı da araştırmalarca gösterilmiştir. Özellikle kıtlık dönemlerinde, yiyecek bulmayı kolaylaştırması açısından yiyecek edinimi ile ilgili bilgilerin mevcut ya da gelecekteki olası bir açlığı çözmek üzere belleğe derinlemesine kodlandığı düşünülebilir. Böyle bir durumda birey, gıdanın bulunduğu yerleri, gıdaları elde etmek için işlevsel yöntemleri veya yiyecek sağlayan bireyleri belleğe kodlayıp ihtiyaç halinde geri getirecektir. Bunun yanı sıra açken diğerleri ile ilişkimiz, belleğin geri getirdiği bilgiler ışığında yeniden organize edebilir. Olabilir ki kısa bir süre için kimin yiyecek sağladığı, daha fazla gıdaya sahip olduğu ya da paylaşıma açık olduğu bilgilerini tokluk pahasına yanlılıkla geri getirebiliriz.

 

Açlığın devraldığı kategoriler

Açlık durumunda kategorizasyon becerileri de yanlılığa düşer. Nitekim dikkat kaynaklarının yiyecekle meşgul olması bu kategorizasyon yanlılığının temel tetikleyicisidir. Kişi artmış açlık durumunda ‘yiyeceği elde etme’ gibi adaptif bir davranışa girmek üzere çevredeki uyarıcıları yiyecek ve yiyecek olmayan olarak ayırmaktadır. Yanlı gibi görünen bu kategorizasyon evrimsel açıdan işlevseldir. Yiyecekle meşgul olan zihin, güvenli gıda kaynaklarını-yiyeceklerini bulabilmek üzere bilişsel salınımı başlatır. Nitekim yine evrimsel bakış açısı ile dikkat, algı, bellek ve kategorizasyon gibi bilişsel işlevlerin tok olma pahasına girdiği yanlılıklar yiyecek bulamama-açlıktan ölme riskini de bertaraf ettiren bilişsel çabalardır.

Açlık diğer insanları kategorize etme şeklimizi de etkileyebilir. Yoğun açlık durumlarında zihnimizde diğer bireyleri ‘paylaşım yapabilmeleri- paylaşmaya istekli olmaları’ üzerinden kategorize etmeye meyil edebileceğimiz öne sürülmektedir. Evrimsel perspektifte bu ayrım, paylaşabilecek fazla gıdasının olup-olmaması, yeme miktarı, yiyeceği paylaşma motivasyonu gibi bir zemine sahiptir. Bu kategorizasyon, geçici olarak (açlık durumunda) diğer kişilerin yiyecek edinimimize katkı sağlama ihtimalleri üzerinden örtük bir şekilde yapılır. Yani açlık güvenli gıdaya ulaşım için bizi güdüleyerek bilişsel askerlerimizi uyarıcılar, nesneler, insanlar ve olayları yiyeceğe ulaşımı kolaylaştıracak bir yerden organize etmemizi sağlamaktadır.

Özetle, açlık bilişsel müdahalelerin devreye girdiği bir yerden fizyolojik meseleyi gidermektedir.

 

Kaynakça

Al-Shawaf, L. (2016). The evolutionary psychology of hunger. Appetite105, 591-595.

Mogg, K., Bradley, B. P., Hyare, H., & Lee, S. (1998). Selective attention to food-related stimuli in hunger: are attentional biases specific to emotional and psychopathological states, or are they also found in normal drive states?. Behaviour research and therapy36(2), 227-237.

Nijs, I. M., Muris, P., Euser, A. S., & Franken, I. H. (2010). Differences in attention to food and food intake between overweight/obese and normal-weight females under conditions of hunger and satiety. Appetite54(2), 243-254.

Morris, J. S., & Dolan, R. J. (2001). Involvement of human amygdala and orbitofrontal cortex in hunger-enhanced memory for food stimuli. Journal of Neuroscience21(14), 5304-5310.