Duygusal Yeme
Sena Soysal
Yemek yeme düzenimiz yalnızca bedensel ihtiyaçlarımızla şekillenmiyor, duygularımız yeme alışkanlıklarımızı büyük oranda etkiliyor.
Mutlu olduğumuzda, stresli hissettiğimizde, kaygılar bizi çevrelediğinde elimiz sağlıksız besinlere gidiyor. Yemeği duygularla baş etmek için bir araç gibi kullanıyoruz. Yemek yerken aldığımız keyif yemek bittiğinde suçluluk, pişmanlık duygularına dönüştüğü gibi bir de başlangıçta hissettiğimiz zor duyguların yok olmayıp tüm varlıklarını sürdürdükleri gerçekliği ile baş başa kalıyoruz.
Ruhumuzun sıkıştığı yerde duygusal yeme davranışı başlıyor…
Duygusal Açlık – Fiziksel Açlık Ayrımı
Duygusal yeme ile fizyolojik ihtiyaç dahilinde yeme arasında fark vardır.
- Fizyolojik açlık bir süreç dahilinde ortaya çıkar, duygusal açlık ise aniden gelir.
- Fizyolojik açlıkta doyma hissi vardır, duygusal açlıkta doygunluk hissine ulaşmak zordur.
- Fizyolojik açlıkta yediklerinizle ilgili farkındalık vardır, duygusal açlıkta ne yediğinizi bilmeden “tıkınırcasına” yeme söz konusudur.
- Fizyolojik açlıkta tatmin olma hissini yaşarsınız, duygusal açlıkta pişmanlık ve suçluluk hisleri daha ağır basar.
- Fizyolojik açlıkta kendinizi durdurabilirsiniz, duygusal açlıkta frene basmak oldukça zordur.
Duygusal yeme davranışına neden ihtiyaç duyarız?
Bedenimiz sadece bizim kontrolümüzde olan tek alandır. Ne yaparsak bize onu verir, ne yaparsak o oluruz… Fiziksel açlık temelli olmayan bir yeme davranışı negatif duyguları kontrol etme isteği ile ortaya çıkar ve şekillenir. Olumsuz duyguları hissettiğimiz yoğun duygusal anlarda tetiklenir ve yalnızken, kimse görmeden yapılma eğilimi vardır. Kişi bu davranışlar sonrasında kendini iradesiz, başarısız, değersiz ve yetersiz hissederek kontrol etmeye çalıştığı duygular üzerindeki hakimiyetini iyice kaybeder.
Duygusal yeme ve diyet
Bu süreci yaşayan kişilere baktığımızda bir çoğunun sıkı bir diyet geçmişi olduğu bilgisiyle karşılaşırız. Bu bir tesadüf değildir. Kişi kendini kontrolde tutmaya o kadar yoğunlaşmıştır ki kendi isteği doğrultusunda mı yoksa “olması gerektiği için” mi diyet yaptığını ayrımsayamayacak noktada olabilir. Burada diyetin işe yaramama sebeplerinden biri asıl problemin yemek ya da kilo olmayışıdır. Kişi çözemediği duygusal sebeplerle yemeğe sarılır.
Duygularımızı bastırmaya, onların biçim değiştirmesi için çabalamaya çalışmak yerine bize ne anlatmak istediklerine odaklanmak, onları daha sağlıklı işlememize yardımcı olacak. Fark etmek, kabul etmek, anlamlandırmak, ifade etmek duygusal yeme davranışına olan ihtiyacı azaltacak sürecin temel bileşenleridir.
Yaşamda sizi rahatsız eden durumları başka bir yolu yokmuş gibi sürdürmek veya, kendiniz için yeni yollar yaratmayı düşünmek… Hangisi size daha yakın hissettiriyor?